ترجمه فرانسوی :
Traduction 1
Et Nous avons alors envoyé sur eux l'inondation, les sauterelles, les poux (ou la calandre), les grenouilles et le sang, comme signes explicites. Mais ils s'enflèrent d'orgueil et demeurèrent un peuple criminel.
Traduction 2
Et Nous avons alors envoyé sur eux l'inondation, les sauterelles, les poux (ou la calandre), les grenouilles et le sang, comme signes explicites, Mais ils s'enflèrent d'orgueil et demeurèrent un peuple criminel.
Traduction 3
Et Nous avons alors envoyé sur eux l'inondation, les sauterelles, les poux (ou la calandre), les grenouilles et le sang, comme signes explicites, Mais ils s'enflèrent d'orgueil et demeurèrent un peuple criminel.
Traduction 4
Et Nous avons alors envoyé sur eux l'inondation, les sauterelles, les poux [ou la calandre], les grenouilles et le sang, comme signes explicites. Mais ils s'enflèrent d'orgueil et demeurèrent un peuple criminel.
[ نظرات / امتیازها ]
ترجمه آلمانی :
Da sandten wir die Flut über sie, die Heuschrecken, die Läuse, die Frِsche und das Blut als Zeichen (die ihnen) eines nach dem andern (vorgelegt wurden). Aber sie waren hochmütig (und wollten nichts davon wissen). Sie waren sündige Leute.
[ نظرات / امتیازها ]
ترجمه اسپانیائی :
Enviamos contra ellos la inundación, las langostas, los piojos, las ranas y la sangre, signos inteligibles. Pero fueron altivos, eran gente pecadora.
[ نظرات / امتیازها ]
Bunun üzerine, ayrı-ayrı mucize olmak üzere onlara tufan, çekirge, haşerât, kurbağa. ve kan gönderdik, fakat ululanıp inanmıya tenezzül etmediler ve zâten de suçlu bir topluluktu onlar.
Abdülbaki Gölpınarlı Meali
Biz de kudretimizin ayrı ayrı alâmetleri olmak üzere başlarına tufan, çekirge, haşereler, kurbağalar ve kan gönderdik, yine inad edip direndiler ve çok mücrim (suçlu) bir kavim oldular.
Süleyman Ateş Meali
Biz de onların üzerine ayrı ayrı mu'cizeler olarak Tûfân, Çekirge, Kımıl (haşerât), Kurbağalar ve Kan gönderdik; ama yine büyüklük tasladılar ve suçlu bir topluluk oldular.
Muhammed Esed Meali
Bunun üzerine, ayrı-ayrı mucize olmak üzere onlara tufan, çekirge, haşerât, kurbağa ve kan gönderdik, fakat ululanıp inanmaya tenezzül etmediler ve zâten de suçlu bir topluluktu onlar.
Ali Bulaç Meali
Bunun üzerine, ayrı ayrı mucizeler (ayetler) olarak üzerlerine tufan, çekirge, buğday güvesi, kurbağa ve kan musallat ettik. Yine büyüklük tasladılar ve suçlu-günahkar bir kavim oldular.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Bunun üzerine, Biz de onlara selleri, çekirge (baskınlarını), haşereleri, kurbağaları ve kan(a dönüşen suyu) musallat ettik; (hepsi de) apaçık ayetler/alametlerdi (onlar için): ama burunlarını dikip kurumlandılar; çünkü günaha gömülüp gitmiş bir top
[ نظرات / امتیازها ]