ترجمه فرانسوی :
Traduction 1
Et quand parmi eux une communauté dit: "Pourquoi exhortez-vous un peuple qu'Allah va anéantir ou châtier d'un châtiment sévère?" Ils répondirent: "Pour dégager notre responsabilité vis-à-vis de votre Seigneur; et que peut-être ils deviendront pieux!"
Traduction 2
Et quand parmi eux une communauté dit : "Pourquoi exhortez-vous un peuple que Dieu va anéantir ou châtier d'un châtiment sévère ?" Ils répondirent : "Pour dégager notre responsabilité vis-à-vis de votre Seigneur; et que peut-être ils deviendront pieux !"
Traduction 3
Et quand parmi eux une communauté dit : «Pourquoi exhortez-vous un peuple que Dieu va anéantir ou châtier d'un châtiment sévère ? » Ils répondirent : «Pour dégager notre responsabilité vis-à-vis de votre Seigneur; et que peut-être ils deviendront pieux ! »
Traduction 4
Et quand parmi eux une communauté dit: «Pourquoi exhortez-vous un peuple qu'Allah va anéantir ou châtier d'un châtiment sévère?» Ils répondirent: «Pour dégager notre responsabilité vis-à-vis de votre Seigneur; et que peut-étre ils deviendront pieux!»
[ نظرات / امتیازها ]
ترجمه آلمانی :
Und (damals) als eine Gemeinschaft von ihnen sagte:,Warum ermahnt ihr (überhaupt) Leute, die Gott (nach eurer Behauptung unweigerlich) zugrunde gehen lassen oder (doch) schwer bestrafen wird?` Sie (d. h. diejenigen, die die Ermahnungen aussprachen) sagten:,(Wir tun das) um vor eurem Herrn (damit) entschuldigt zu sein (daک wir unseren Sendungsauftrag erfüllt haben). Und vielleicht würden sie (schlieکlich doch noch) gottesfürchtig sein.`
[ نظرات / امتیازها ]
ترجمه ترکی :
Hani onlardan bir topluluk, Allah'ın helâk edeceği, yahut da şiddetle azaplandıracağı bir kavme ne diye öğüt verirsiniz demişti de öğüt verenler, rabbinize karşı bir özür serdedebilelim ve belki de sakınırlar ümidiyle demişlerdi.
Abdülbaki Gölpınarlı Meali
İçlerinden bir topluluk, "Allah'ın helâk edeceği, ya da çetin bir azapla cezalandıracağı bir kavme ne diye nasihat ediyorsunuz" dediği vakit, o uyarıda bulunanlar dediler ki; "Rabbiniz tarafından mazur görülmemiz için, bir de belki günahlardan sakını
Süleyman Ateş Meali
İçlerinden bir topluluk: "Allâh'ın helâk edeceği, yahut şiddetli bir şekilde azâbedeceği bir kavme artık ne diye öğüt veriyorsunuz?" dedi. Dediler ki: "Rabbinize ma'zeret (beyan edebilmek) için, bir de belki korunurlar diye (öğüt veriyoruz)."
Muhammed Esed Meali
Hani onlardan bir topluluk, Allah'ın helâk edeceği, yahut da şiddetle azaplandıracağı bir kavme ne diye öğüt verirsiniz demişti de öğüt verenler, Rabbinize karşı bir özür serdedebilelim ve belki de sakınırlar ümidiyle demişlerdi.
Ali Bulaç Meali
Onlardan bir topluluk: 'Allah'ın helak etmek veya şiddetli bir azaba uğratmak istediği bir kavme ne diye öğüt veriyorsunuz?' dediğinde 'Rabbinize karşı bir özür için ve bir ihtimal sakınabilirler, diye' dediler.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Ve ne zaman onların içinden bazıları, (Sebt günü bozguncularını durdurmaya çalışan kimselere): "Allahın zaten ortadan kaldırmak yahut (en azından) zorlu bir azapla cezalandırmak üzere olduğu bir topluluğa ne diye öğüt veriyorsunuz" diye sorduklarınd
[ نظرات / امتیازها ]